Tüpraş’ın 57. Genel Kurul Toplantısı Yapıldı
Genel kurulda Tüpraş’ın 2016 yılı mali tabloları onaylanarak, Yönetim Kurulu ibra edildi. 2018 yılında yapılacak genel kurula kadar görev yapmak üzere yönetim kurulu üyeliklerine Rahmi M. Koç, Semahat S. Arsel, Ömer M. Koç, Ali Y. Koç, Levent Çakıroğlu,Temel K. Atay, Dr. Bülent Bulgurlu, O.Turgay Durak, Erol Memioğlu, Yağız Eyüboğlu, bağımsız yönetim kurulu üyeliklerine Ahmet Turul, Gökçe Bayındır, Kutsan Çelebican ve Osman Mete Altan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Temsilcisi olarak Süleyman Karaman seçildi.
Yönetim Kurulu’nun 2016 yılı kazancının dağıtımı ve tarihi konusundaki önerisi kabul edilerek, 2016 yılı cari dönem karından 1.557.106.585,60 TL’nın 4 Nisan 2017 tarihi itibariyle hissedarlara dağıtılması kararlaştırıldı. Karara göre % 621,8 nispetinde ve 1 TL nominal değerde bir adet hisse senedine hissedarların vergi mükellefiyetine göre 6,218 TL brüt, 5,2853 TL net nakit temettü ödenecek.
Genel Kurulda paydaşlara yönelik mesajına, “Dünya ve ülkemiz ekonomisinin içinden geçtiği zorlu dönemde elde ettiğimiz operasyonel ve finansal sonuçlarla hissedarlarımız ve ülkemiz için ürettiğimiz değerlerin bizlere verdiği gururu sizlerle paylaşmak istiyorum” diyerek başlayan Koç Holding ve Tüpraş Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, “Uzun süredir devam eden düşük küresel büyüme trendi ülkelerin ekonomik yapılarındaki sorunları daha belirgin hale getirmiştir. Fed faiz artırımına ilişkin beklentilere bağlı fon akışlarındaki yavaşlama, gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde ilave baskılar oluşturmuştur. Özellikle ABD seçimleri sonrası piyasalarda oluşan tedirginlik ve Fed’in hızlı faiz artırımına gidebileceği beklentisiyle, gelişen ülke para birimlerinin ABD Doları karşısındaki kayıpları hızlanmıştır. Ülkemizin yapısal ekonomik sorunlarına, hain darbe girişimi, artan terör olayları, anayasa değişikliği ve referandum ortamının yarattığı siyasi belirsizlikler gibi içsel nedenlerin eklenmesi, TL’deki değer kaybını daha da artırarak, TL’nin gelişen ülke para birimlerinden negatif olarak ayrışmasına yol açmıştır. Turizm gelirlerindeki düşüş, geleneksel ihraç pazarlarımız olan AB’de toparlanmanın henüz istenen düzeyde olmaması, güvenlik sorunları nedeniyle daralan Orta Doğu Pazarı ve Rusya’ya ihracat kaybı gibi nedenlerle zor bir yılı geride bıraktık. Maalesef, söz konusu olumsuzlukların yansımalarının bu yıl da devam edeceği öngörülmektedir.
2016 yılını emtia-rafinaj sektörü açısından değerlendirdiğimizde yılın ilk yarısının sektör açısından oldukça zorlu geçtiği, yılın ikinci yarısının ise dalgalı trende rağmen olumlu ve sektörün toparlandığı bir dönem olduğu görülmektedir.
2016 yılına 37 ABD Dolar/Varil düzeyinde başlayan ham petrol fiyatı, gelişmekte olan ekonomilerde yavaşlama, İran ambargosunun kaldırılması, yüksek küresel stoklar gibi nedenlerle hemen yılın başında 25 ABD Dolar/Varil düzeylerine kadar gerilemiştir. OPEC ve Rusya’nın üretimi dondurmaya yönelik açıklamalarının etkisiyle fiyatlar ilk 3 aylık dönemde ortalama 33 ABD Dolar/varil düzeyinde gerçekleşmiştir. OPEC’in kesinti kararı aldığı Kasım toplantısına kadar, 40-50 ABD Doları bandında dalgalı bir seyir izleyen ham petrol fiyatı OPEC’in 1,2 Milyon varil gün kesinti kararıyla birlikte 53 ABD Doları/varil düzeyine yükselmiş, Rusya başta olmak üzere OPEC dışı üreticilerin de karara destek vermesiyle yılı 55 ABD Dolar/Varil düzeyinde kapatmıştır. OPEC’in yanı sıra diğer üretici ülkelerin kesinti kararlarına uyumu 2017 yılında da ham petrol fiyat düzeyini belirleyecek en önemli etmen olacaktır.
Düşük petrol fiyat ortamının küresel tüketimi desteklemesi, Amerika kıtasında yumuşak geçen kış, Çin ve Hindistan başta olmak üzere büyüyen binek araç parkı benzin talebini artırmıştır. Petrokimya sektöründen Nafta ve LPG’ye gelen ilave talep de 2016 yılında sektör açısından olumlu ve rafineri marjlarını destekleyen unsurlar olarak öne çıkmıştır. Zayıf seyreden küresel ekonomik aktiviteye rağmen, güçlü hafif distilat talebinin desteklediği yüksek rafineri kapasite kullanımları ve Çin’in küçük (“teapot”) rafinerilerinin yol açtığı ürün fazlası, yılın son çeyreğinde kısmi bir toparlanma yaşansa da, motorin marjlarını baskı altında tutmuştur.
Çin ve Orta Doğu’daki yeni kapasitelerin getirdiği arz fazlasının yanı sıra, güçlü seyreden benzin marjları ve düşük doğal gaz fiyatından gelen avantajlarla ABD Rafinerilerinin devam eden yüksek kapasite kullanımıyla artan ihracatı, sektörde ve bölgemizde yaşanan rekabeti daha da artırmıştır. Tüm bu konjonktürel etkileşimin sonucunda 2015 yılında 4,83 Dolar/Varil olan Akdeniz Rafineri Marjı, 0,86 Dolar/ Varil azalarak 2016 yılında 3,97 Dolar/Varil olmuştur.
Jeopolitik sorunların kronik bir hal aldığı dengelerin hızla değiştiği bölgemizde, yeni Fuel Oil Dönüşüm Tesisi ile sağlanan ağır ve yüksek kükürtlü ham petrol işleme esnekliği kullanılarak 27,7 Milyon Ton ham petrol tedariki başarılı bir şekilde sağlanmış, azalan marj ortamına rağmen tam kapasite kullanımına ulaşılmıştır. Artan üretim, ülkemizin tesisin üretime geçişi öncesi döneme göre orta distilat ithalat gereksinimini 5 Milyon Ton azaltırken, reformat dahil 1 Milyon Ton daha fazla benzin ihracatı gerçekleştirebilmesine imkan sağlayarak, cari açığın düşürülmesine katkı sürdürülmüştür.
2016 yılında Türkiye petrol ürünleri tüketimi %7,6 artarken, şirketimiz yurt içi satışlarını bu büyümenin üzerinde artırmıştır. Toplam ürün satışlarının %5,3 artışla 30,3 Milyon Ton olduğu 2016 yılında, 34,9 Milyar TL ciro gerçekleştirmiştir.
2016 yılı ilk yarısında düşük marj ortamına bağlı olarak finansal hedeflerin gerisinde kalınırken, yılın ikinci yarısında marjlardaki kısmi toparlanmanın da katkısıyla yılsonu hedefleri büyük ölçüde yakalanarak 1,9 Milyar TL vergi öncesi kâr elde edilmiştir.
Tüpraş, Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olmak ve Türkiye ekonomisine daha büyük katkılar sağlamak amacıyla yatırımlarını aralıksız sürdürmektedir. Bu bağlamda Koç Topluluğu bünyesinde geçen son 11 yılda toplam 5,7 Milyar ABD Doları tutarında rafinaj yatırım harcaması gerçekleştirilmiştir. 2016 yılında ise rafinerilerde enerji ve operasyonel verimlilikte önemli mesafe aldıracak projelere yapılan 212,7 Milyon ABD Dolarlık harcamanın yanı sıra denizyolu taşımacılığında kapasite artırımına yönelik 78,3 Milyon ABD Dolarlık yatırım harcaması yapılmıştır. Bu hedefler doğrultusunda 2017 yılında da yatırımlara devam edilecektir.
Çevrenin ve doğal kaynakların korunmasını operasyonel hedeflerimizin ayrılmaz bir parcası olarak değerlendirmekteyiz. 2008-2016 doneminde gerçekleştirilen Enerji Verimliliği Projeleriyle karbondioksit emisyonlarında 2,1 Milyon Ton azalış sağlanmıştır. Ayrıca alanında bir ilk olan 55 Milyon TL’lik kentsel atık sularının sanayide kullanılmak uzere geri kazanımı yatırımıyla İzmit Rafinerisi’nin proses amaçlı ham su ihtiyacının tamamı kentsel atık sulardan karşılanmaya başlanmıştır.
Uzun yıllardır operasyonel ve finansal başarılarını sürdüren Tüpraş bu başarılarının yanında ödediği temettülerle de BİST şirketleri arasında temettü verimi en yuksek şirketlerden biri olmuştur.
Paydaşlarımız ve ülkemiz icin değer üretmeye geçmişte olduğu gibi gelecekte de devam edeceğimize, operasyonel ve finansal başarılarımızı sürdüreceğimize olan inancımız tamdır. Ülkemizin ekonomik olarak kalkınmasına sağlayacağımız katkının yanında, sosyal ve kültürel gelişimine olan desteğimiz de artarak devam edecektir.
Elde ettiğimiz kazanımlarda emeği bulunan başta çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve iş ortaklarımız olmak üzere tüm paydaşlarımıza değerli katkıları ve Tüpraş’a duydukları güven ve bağlılıklarından dolayı teşekkür ederiz” dedi.
Saygılarımızla,